Rektör’den

Değerli Boğaziçi Üniversitesi Mensupları,

1994 yılında kampüsümüze adım attığımdan bu yana gerek akademik gerekse kişisel olarak bana birçok değer kazandıran Üniversiteme borcumu ödemek, mevcut kalitesini daha da ileri götürmek ve ülkemize katkıda bulunmak amacıyla yerine getireceğim Rektörlük görevini sadece bir makam olarak değil ülkemize ve dünyaya eğitim-araştırma alanında hizmet edilecek bir mevki olarak görmekteyim.

Oluşumu 158 yıl önceye dayanan, 1971 yılından bu yana bir kamu üniversitesi olarak ülkemizin dört bir yanından farklı sosyo-ekonomik koşullara ve farklı sosyo-kültürel birikime sahip binlerce öğrenciyi dünya çapında bir eğitimle mezun eden Boğaziçi Üniversitesi kuşkusuz ülkemizin önemli bir değeridir ve hepimize aittir. Bu nedenle Boğaziçi Üniversitesi’ne toplumumuzun ortak bir değeri olarak yaklaşılmalı, ülkemizin gelişimine yapacağı katkılarla geleceğe taşınmalıdır.

Bir kamu araştırma üniversitesi statüsü almadan önce de araştırma çalışmalarında Üniversitemizin oluşturduğu pozitif ortamın kazandırdıklarını bizzat yaşamış ve bu ortamın bana sağladığı katkıyı deneyimlemiş bir kişi olarak bu alandaki gelişmeye açık yönlerimizi de ileriye taşımak gerektiğini düşünmekteyim. Bunun da çözümünün yine içeride, akademik kadrolarımızın araştırma alanında birbirini teşvik etmesini sağlayacak bir ortam ile gerçekleşeceğini düşünmekteyim.

Zaman zaman karşımıza çıkan ve bir kalite argümanı olarak ifade edilen dünya üniversite sıralamalarının da belirli göstergelere işaret etse de Boğaziçi Üniversitesi gibi bir kurumu tek başına ölçmede yeterli olmadığını ifade etmeliyim. Bu sıralamalara dair akademik tartışmaları farklı platformalarda sürdürmek koşuluyla, Üniversitemize ait değerleri ölçmede yetersiz kaldığını söylemeliyim; bunun en açık kanıtı da birbirinden başarılı, hem ülkemizde hem de dünyada belirleyici konumlarda bulunan binlerce mezunumuzdur. Boğaziçi Üniversitesi mezunları girdikleri her çalışma ortamında değişimi ve dönüşümü zorlayan bireyler olarak öne çıkmaktadır. Eleştirel bakış açısıyla, kalıpları ve klişeleri sorgulayan öğrenci ve mezunlarımızın mevcut durumda da bu bireysel sorgulamayı yapacaklarına eminim ve kendilerine aktarılan bilgilerin doğrulamasını yapacaklarına inanmaktayım.

Popülist bir anlayış yerine akademik kuralların ciddiyetle uygulanmasını; daha üretken bir akademik ortamın kurulması için öğretim üyelerimizin üretimi önünde engel olan insan kaynağı ihtiyacının giderilmesini, gerekli kadroların sağlanmasını, altyapının güçlendirilmesini ve öğretim üyelerimize iyi bir çalışma ortamı kurulması için gereken çalışmaların yapılmasını hedeflemekteyim. Bunun yolu da Üniversitemizin gerçeklerinden hareket ederek ihtiyaçların tespiti ve yerine getirilmesidir. Bu konudaki çözüm önerilerim daha önce Rektör adaylığımı ilan ettiğim metinde yer almaktadır ve sözkonusu metinde yer alan öneriler birer taahhüttür.

Mevki ve makamlar geçicidir, bu nedenle ortak bir anlayış çerçevesinde uyumlu ve aynı zamanda sorumlu bir çalışma ortamının kurulması hepimizin görevidir. Son dönemde yaşanan yönetsel sıkıntıların akademik kalitemizi olumsuz etkilememesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nin kalitesine uygun bir sürecin yürütülmesi için gösterdiğimiz gayretin eninde sonunda tüm mensuplarımız tarafından anlaşılacağına eminim. Elbette birbirimizi gerektiğinde eleştirerek, görüşlerimizi paylaşacağız ancak bunun uygar bir ortamda saygı çerçevesinde yerine getirilmesi en büyük dileğimdir.

Boğaziçi Üniversitesi’nin el birliği ile geleceğe taşınması dileğiyle saygı ve sevgilerimi sunarım.

Prof. Dr. Naci İnci
Rektör
24.08.2021

Dear Colleagues,

I am honored to accept such a distinguished position as the Rector of Boğaziçi University. I consider my new post not only a role of leadership, but a way to pay my debt to Boğaziçi University, which has greatly contributed to my growth both academically and personally from the moment I stepped into our campus back in 1994. My main mission is to carry our university further in education and research promoting an innovative approach in every field of teaching.  In doing so, we will work hard to meet the requirements of visionary academic and strategic planning towards sustainable excellence while establishing a close connection to the needs and aspirations of the University community. That is how we can contribute to our country and the world.

Founded 158 years ago and having operated as a public university since 1971, Boğaziçi University has offered a world-class education to innumerable students from different socio-economic and socio-cultural backgrounds from all over the country. Undoubtedly, as a prestigious leading university, it is an important value of our country and belongs to all of us. For this reason, it should be embraced as a shared value of our society and conveyed to the future with its exceptional contributions to the development of our country. Having personally experienced a positive working environment enriched with diverse research studies and their contributions at first hand, I strongly believe that it is important to further improve this fostering academic environment where faculty members cooperate in harmony and solidarity.

Although the world university rankings, which are brought to our attention from time to time and often regarded as a measure of quality, point to certain indicators, I must state that it is not sufficient by itself to measure a well-rooted institution such as Boğaziçi University. Clearly, these discussions regarding the ranking of our university remain insufficient in weighing the merits of the university. An obvious indication of this is our countless graduates who have outstanding achievements in key positions both nationally and internationally. Boğaziçi University graduates stand out as individuals who enrich every working environment they are in by promoting creativity, innovation and growth. I am confident that our students and graduates who always question stereotypes and clichés from a critical point of view will also evaluate the current situation in sound judgment and common sense. And undoubtedly, they will question the source and reliability of information conveyed to them in order to make an informed decision.

Rather than taking a populist stance towards academic matters, I prefer to strictly comply with academic rules and regulations so that we can ensure the establishment of a more productive academic environment by addressing the pressing issue of being understaffed which is a major hindrance to academic output.  To this end, we will take the necessary steps to recruit qualified staff, strengthen the infrastructure and create a more supportive working environment for our faculty members. This can be achieved by determining and fulfilling the needs, interests and expectations of our University community through realistic goals and rational solutions. In my statement of candidacy for Rectorship, I have already put forward the solutions to this matter and I reaffirm my commitment to each of them.

I am well aware of the fact that all granted positions and authorities are temporary; therefore, it is our main duty to establish a harmonious and responsible working environment in a common understanding. I strongly believe that all of our community will eventually understand and appreciate our diligent efforts to conduct the challenging task of keeping up with the quality and standards of Boğaziçi University despite all recent administrative difficulties encountered. As a final note, we should not hesitate to share our ideas and opinions with each other in an atmosphere of constructive criticism, which is what makes our working environment a more professional, civilized and peaceful place.

I would like to share my warmest regards with you all and hope that Boğaziçi University will fully embrace the future with many great academic achievements and its growing global reputation.

Sincerely,
Prof. Dr. Naci İnci
Rector
24.08.2021